Novenalar

Göğü ve yeri yoktan var eden,

Her şeye gücü gün Rabbimiz,

Biz günahkarları kendi suretinde yaratıp,

Ruhlarımızın kefaretini oğlunun kanıyla ödedin.

Sana yalvarıyoruz!

Dualarımızı dinle, günahlarımızı affet!

Senden başka kim bizi duyabilir?

Günahlarımızı bağışla Rabbimiz

Çünkü sen merhametlisin

Sana yalvarıyoruz Rabbimiz

Çünkü ümidimizsin

Halkını ve bizi bağışla Rabbimiz

Kaybolmamıza izin verme

Çünkü sen biz günahkarların ölmesini değil

Değişerek yaşamasını istedin

Bizi yenile Rabbimiz, günahlarımızı bağışla!

Şehrimizi deprem, açlık, salgın hastalık ve tüm felaketlerden koru ki,

Orada yaşayanlar senin yardımınla ruh ve beden kurtuluşuna kavuşsunlar.

Bizi ve yurdumuzu kutsa Rabbimiz!

Bunu seninle ve Kutsal Ruh ile birlikte yaşayan ve hüküm süren Rabbimiz Mesih İsa adına senden dileriz.

Amin

 

OKUMALAR

Birinci Gün.

Aziz Polikarp’ın Filipililere Mektubundan sözler.

Allaha imanda ve sevgide hizmet etmek.

Polikarp ve yanındaki rahiplerden, Filipi’de gurbetteymiş gibi yaşayan kiliseye: Her şeye kadir olan Allah ve kurtarıcımız İsa Mesih, sizlere merhamet ve barış ihsan eylesin. Gerçek sevginin timsali olan şahitlere kucak açtığınızda, azizlere layık olan zincirlere, bu zincirler ki Allahımız ve Rabbimizin gerçekten geçtikleri için bir baş tacı gibidir, vurulanlara gerektiği gibi eşlik ettiğinizde, mutluluğunuza Rabbimiz İsa Mesih’te ben de gönülden katıldım. Eskiden beri bilinen imanımızın güçlü kökünün de bu güne dek sağlam kalmasına ve İsa Mesih’te meyve vermesinde sevindim. O İsa Mesih ki, günahlarımız yüzünden ölümle kucaklaştı. Allah’ın, ölümün acılarına son vererek dirilttiği İsa Mesih. Henüz görmediğiniz, sözlerle anlatılamayan, çehrenizi nurlandıran, birçoğunun özlemi olan bir mutlulukla iman ettiğimiz Mesih. Çünkü biliyorsunuz, inayet sayesinde kurtuldunuz, eylemleriniz sayesinde değil; İsa Mesih aracılığı ile Allah’ın rızası sayesinde. Bu nedenle, eyleme hazırlanınız ve Allah’a züht içinde ve gerçekten hizmet ediniz.  Topluluğun boş lafları ve yanılgılarından uzak durun. Rabbimiz İsa Mesih’i ölülerden diriltene, O’na şan ve şeref verene, sağ kolunda bir taht ihsan edene inanın. Göklerde ve yeryüzünde her şey O’na tabidir. Nefes alan her varlık O’na tapar. O dirileri ve ölüleri yargılamak üzere gelecek ve Allah, O’na inanmayı reddedenlerden, O’nun kanının hesabını soracak. İstediğini yaparsak, buyruklarına uyarsak, O’nun sevdiğini seversek, her türlü haksızlıktan, açgözlülükten, para sevdasından, dedikoduculuktan, yalancı tanıklıktan kaçınırsak, kötülüğe kötülükle, hakarete hakaretle, darbeye darbeyle, bedduaya bedduayla karşılık vermezsek, O’nu dirilten, bizi de diriltecek. Rabbin öğretisini anımsayalım: Yargılanmak istemezseniz yargılamayın. Bağışlayın ki bağışlanasınız. Merhamet edin ki merhamet edilsin. Kullandığını ölçü size uygulanacaktır. Ayrıca şu sözleri de hatırlayın: Ne mutlu yoksullara ve adalet uğruna ezilenlere; Allah’ın mülkü onlarındır.

İkinci Gün

Aziz Polikarp’ın Filipililere Mektubundan Sözler.

Hristiyan Ülküsü.

Size adalet hakkında yazı yazmaya kendiliğimden karar vermiş değilim, kardeşlerim, bunu önce siz benden istediniz. Kaldı ki ne ben, ne de bir başkası, bilgelikte aziz ve şanlı Pavlus ile ölçüşemez. O, aranızda olduğu sürece ve çağdaşları ile yüz yüze konuşurken, gerçeği kesin ve güçlü bir ifade ile öğretti. Yanınızdan ayrıldıktan sonra da size bir mektup yazdı. Bunu incelerseniz, size ihsan edilen imanda ilerlemeniz mümkün olur. Bu iman hepinizin anasıdır. Onu umut izler, Allah, İsa ve insan sevgisi ise önünden gider. Bu erdemlere uygun olarak yaşayan, kişinin doğru olmasını sağlayan buyruğu yerine getirir. Tüm kötülüklerin kaynağında para sevdası vardır. O halde, bu dünyaya gelirken hiçbir şey getirmediğimizin, giderken de hiçbir şey götüremeyeceğimizin bilincinde olarak, adaletin silahlarını kuşanalım ve her şeyden önce, Rabbin buyruğuna uymayı öğrenelim. İkinci olarak da, karılarınıza, kendilerine öğretilen imanda, sevgide, saflıkta yaşamayı öğretiniz; kocalarına sadakatle bağlı olsunlar, herkesi eşit şekilde, kusursuz bir iffetle sevsinler, çocuklarını, Allah saygısı içinde yetiştirsinler. Dul kadınlara, Allah’a iman etmenin bağışladığı bilgelikle yaşamayı öğretelim; onlar, daima herkes için dua etsin, her tür iftira, dedikodu, yalancı tanıklıktan, para sevdasından, her tür kötülükten uzak dursun. Kendilerinin, Allah sunağı olduklarını ve Allah’ın her şeyi titizlikle incelediğini bilmeleri gerekir. Ne düşüncelerimiz, ne duygularımız, ne de kalbimizin sırları, O’ndan gizli kalır. O halde, Allah ile alay edilmediğini bildiğimize göre, buyruklarına ve şanına layık şekilde yaşamamız gerekiyor. Keza diyakoslar da O’nun adaleti önünde kusursuz olsunlar, çünkü insanların değil, Allah’ın ve Mesih’in hizmetkarlarıdırlar. Ne müfteri, ne ikiyüzlü, ne para düşkünü olsunlar. Her şeyde nefislerine egemen, merhametli, etkin olsunlar. Kendini diyakos, yani herkesin hizmetkarı yapan Allah’a layık şekilde hareket etsinler. O’nu bu dünyada hoşnut edersek, bize karşılığında gelecek dünyayı ihsan edecektir. O bize, bizi gerçekten ölülerden diriltmeyi ve, O’na layık davranırsak, mülküne paydaş etmeyi vaat etti, yeter ki inanan olalım.

Üçüncü Gün

Aziz Polikarp’ın Filipililere mektubundan sözler.

Rahiplere Çağrı: Mesihi örnek edinelim.

Rahipler herkese karşı merhametli, bağışlayıcı olsun. Yanılgıları düzeltsinler, hastaları ziyaret etsinler, dulu, yetimi yüzüstü bırakmayarak, Allah ve insanlar huzurunda daima iyilik yapmaya özen göstersinler; hiddetten, taraf tutmadan, haksız yargıdan kesinlikle kaçsınlar, para sevdasından her ne pahasına olursa olsun uzak dursunlar, kötülüğe inanmada aceleci olmasınlar, yargıları acımasız olmasın, günah konusunda hepimizin kusuru olduğunu unutmasınlar. Allah’a, bizi bağışlaması için dua ediyorsak, biz de bağışlamalıyız, çünkü Allah’ımızın ve Rabbimizin gözleri önünde bulunuyoruz ve hepimiz Mesih’in mahkemesine çıkacağız, herkes yaptıklarının hesabını verecek. Bu nedenle O’na huşu ve saygı ile hizmet edelim, bizzat kendisinin emrettiği gibi, bize İncil’i müjdeleyen havariler ve Rabbin geleceğini önceden bildiren peygamberler gibi. İyiliğin ateşli yandaşları olalım, sürçmelere neden olacak davranışlardan, yalancı kardeşlerden ve Rabbin ismini sahte olarak taşıyarak, düşüncesiz kimseleri yanıltanlardan kaçınalım. Zira İsa Mesih’in, vücut alarak geldiğini beyan etmeyen her kimse Mesih’e karşıdır, çarmıha tanıklık etmeyen kimse, şeytana aittir. Allah  sözlerini, kendi öz dileklerine göre çarpıtan, dirilişin ve yargının olmadığını ileri süren şeytanın ilk çocuğudur. O halde halk arasında var olan yanılgıları ve yanlış doktrinleri terk edelim, başından beri bize verilen öğretiye dönelim: ibadet edebilmek için yetingen olalım, oruçta sebat edelim. Dualarımızda herkesi gören Allah’tan, bizi deneyime tabi tutmasını dileyelim, çünkü Rab şöyle der; Ruh istekli, ten ise zaafla malumdur. O halde umudumuz ve adaletimizin teminatı olan İsa Mesih’e, sıkı sıkıya bağlı kalalım, çünkü O, bedeninde, kusurlarımızı, çarmıhın ağacına taşıdı. Hiçbir günah işlemeyen, hiçbir yalan söylemeyen O; ancak bizim için, O’nda yaşamamız için herşeye tahammül etti. Biz de tahammülünü örnek edinelim ve, O’nun uğruna acı çekersek, O’na şükredelim. Çünkü bize verdiği örnek budur ve biz buna inandık.

Dördüncü Gün

Aziz Polikarp’ın Filipililere Mektubundan Sözler.

Sebata Çağrı.

Hepinizi adalet sözüne uymaya ve tam bir sabırda sebat etmeye davet ediyorum. Bu kusursuz sabrı gözlerinizle gördünüz, sadece mutlu İgnatius, Zosimus ve Rufus da değil, yanınızda bulunan başkalarında ve keza Pavlus ve havarilerde de. Şundan emin olunuz, onlar boşuna yarışmadılar, iman ve adalet için yarıştılar ve şimdi hak ettikleri yerde bulunuyorlar, cefasını paylaştıkları Rabbin yanında. Onlar bu dünyayı değil, bizim için Ölen’i ve Allah’ın, uğrumuza dirilttiğini sevdiler. O halde bu imanda sebat ediniz ve Rabbin örneğini izleyiniz, sarsılmaz bir imanla, kardeşlerinizi, birbirinizi kollayarak, kimseyi hakir görmeyerek, yapabileceğiniz iyiliği gecikmeden yapın. Çünkü sadaka ölümden kurtarır. Birbirinize tabi olun, putperestlerin ortasında örnek bir davranış sergileyin ki hayırlı işleriniz övgüye değer görülsün, ve sizin yüzünüzden Rabbe lanet okunmasın. Vay Allah adına lanet ettirene! Yaşamınıza hakim olan ölçülülüğü herkese öğretin. Aranızda bir süre rahip olarak bulunan Valens’in kendine verilen görevi kötüye kullanmış olmasına çok üzüldüm. Para sevdasından kaçınma, iffetli ve açık yürekli olma konusunda sizleri tekrar uyarıyorum. Kötü olan her şeyden kaçının. Bu konuda kendi kendine yön veremeyen, başkasına nasıl örnek olur? Para sevdasından kaçınmayan, putperestlik lekesini taşır ve Rabbin yargısından habersiz olan putperestlerce yargılanacaktır. Pavlus’un da öğrettiği gibi, azizlerin, dünyayı yargılayacağını bilmiyor muyuz? Bana gelince, ben sizde bu tarz bir davranışı ne gördüm ne de işittim, Aziz Pavlus da nezdinizde çalışmış ve yazısının başında, sizden övgü ile bahsetmişti. Gerçekten de, biz henüz Allah’ı bilmezken, O’nu tanıyan tüm kiliseler nezdinde sizinle övünmüştür. Bu nedenle, kardeşlerim, onun için ve zevcesi için çok üzülüyorum. Allah, ona, gerçek bir pişmanlık nasip etsin. Siz de bu konuda çok ihtiyatlı olun ve onlara düşman gözü ile bakmayın. Hep birlikte oluşturduğunuz vücudu kurtarmak için, onlara, hasta ve yolunu şaşırmış uzuvlar muamelesi yapın. Böyle davranarak, teşkil ettiğiniz binayı yüceltirsiniz.

Beşinci Gün

Aziz Polikarp’ın Filipililere Mektubundan Sözler.

Mesih İsa, imanda ve hakikatte ilerlemeyi ihsan etsin.

Kutsal Kitap’a çok aşina olduğunuzdan, onun hakkında her şeyi bildiğinizden eminim. Bu kabiliyet, bana nasip olmadı. Ben sadece Kutsal Kitap’ın sözlerini yinelemekle yetineceğim: hiddete kapıldığınız zaman, günahta direnmeyin ve güneş batarken, sizi hiddetli bulmasın. Ne mutlu bunu anımsayana. Sanırım, siz anımsıyorsunuz. Rabbimiz İsa Mesih’in babası olan Allah ve İsa Mesih’in kendisi, Allah Oğlu ve ulu ve ebedi rahip, sizlere, imanda ve hakikatte, kusursuz bir müsamahada ve sükunette, sebatta, sabırda, katlanmada ve iffette ilerlemeyi ihsan etsin. Sizleri ve sizinle birlikte de bizi, Rabbimiz İsa Mesih’e ve O’nu ölülerden dirilten Babasına inanan tüm dünya insanlarını, azizlerin mirasına paydaş etsin. Tüm inananlar için dua edin. Krallar, yetki sahipleri, hükümdarlar, size eziyet edenler, kin besleyenler ve çarmıhın düşmanları için de. Böylece taşıdığınız meyveyi herkes görecek ve siz, O’nda kemale erişeceksiniz. Sizden ve İgnatius’tan mektup aldım, Suriye’ye giden olursa, sizin mektubunuzu da götürsün diye. Uygun bir fırsat bulursam, bunu sağlayacağım, ya bizzat, ya da göndereceğim kimsenin aracılığı ile. İgnatius’un mektuplarına gelince, ister bize yazdıkları olsun, ister elimizde bulunan diğer mektupları, bunları dilediğiniz gibi size gönderiyoruz. Mektuplar bu yazımıza eklidir ve size büyük faydalar sağlayacaktır. Bu mektuplarda iman var. İgnatius ve arkadaşları hakkında edinebileceğiniz kesin bilgileri bize de iletiniz. Bu mektubu, size daha önce de yaptığım gibi şimdi tekrar tavsiye ettiğim Crescentius vasıtasıyla gönderiyorum. Kendisi, bizde kusursuz bir davranış sergileri ve sanırım sizde de öyle olacaktır. Kız kardeşini de, yanınıza geldiği zaman, size emanet ederim. Rabbimiz İsa Mesih’te ve O’nun inayetinde esen kalın, tüm sizinkilerle birlikte. Amin.

Altıncı Gün

Antakya’lı İgnatius’un İzmirliler’e Mektubundan Sözler.

İsaya, insan olmuş Allaha inanmak.

İgnatius, diğer adı Theophoros (Allah’a taşıyan)’tan, Peder Allah ve sevgili Oğlu İsa Mesih’in kilisesine; merhametin tüm nimetlerine nail olan, iman ve sevgi dolu, inayetin hiçbir lütfundan mahrum edilmeyen, Allah’ın çok sevdiği, azizlik yayan, Küçük Asya’da, İzmir’de yaşayan bu kiliseye kusursuz bir bağlılıkla ve Allah kelamında tüm mutlulukları diliyorum. Sizlere böylesine bir bilgelik bağışlayan Allah İsa Mesih’e şükürler ediyorum. Gerçekten, siz o denli ergin bir imana ulaştınız ki, O’nu artık hiçbir şey yerinden oynatamaz, vücudunuzla ve zihninizle, çarmıha gerilmiş Rabbimiz Mesih İsa gibisiniz; Mesih’in Kanı sayesinde, sevgide yapılanmış olarak, Rabbimizin gerçekten, cismen Davut soyundan geldiğinden, Allah’ın iradesi ve gücü ile Allah Oğlu olduğundan, gerçekten bir bakireden doğduğundan, her türlü adaletin aracılığı ile yerini bulması için Yahya tarafından vaftiz edildiğinden, Pontius Pilatus ve Tetrarka Herodes zamanında gerçekten çarmıha gerildiğinden (yaşamımız, kutsal cefası sayesinde, bunun meyvesidir), gelecek çağlara bayrak açmak için, Yahudilikten ve putperestlikten gelen inananlarını ve azizlerini, Kilisenin tek gövdesinde birleştirmek üzere dirildiğinden kesinlikle emin olduğunuzu görüyorum. Bu ıstıraplara kurtuluşumuzu sağlamak için, hep bizim için katlandı ve gerçekten cefa çektiği gibi gerçekten de dirildi. Bana gelince, dirildikten sonra da, ten içinde varlığını sürdürdüğüne ve halen de var olduğuna inanıyorum. Petrus ile arkadaşlarının yanına geldiğinde onlara şöyle dedi; ‘’ Tutun, dokunun bana ve vücudu olmayan bir hayalet olmadığımı görün’’.  Şakirtler O’na dokundular, Bedeni ile Ruh’u ile birleşerek inandılar. Bu nedenle de ölüme meydan okudular ve ölümden üstün olduklarını gösterdiler. Ve İsa, dirilişinden sonra, Peder’i ile tek bir Ruh’a dönmüş olmasına karşın, cismani bir varlık gibi onlarla birlikte yiyip içti. İşte, çağrım budur, sevgili kardeşlerim, ve sizin de aynı şeyi düşündüğünüzü biliyorum.

Yedinci Gün

Antakya’lı İgnatius’un, Polikarpos’a Mektubundan Sözler.

Episkoposun Görevi.

İgnatius, diğer adı ile Theophoros’tan, İzmir Kilisesi episkoposu Polikarpos’a, daha doğrusu, Peder Allah’ı ve İsa Mesih’i, episkopos olarak tanıyan Polikarpos’a: Tüm mutluluklar onun olsun. Allah’a karşı beslediğin, sarsılmaz bir kayaya oturtulmuşa benzer duygularını onaylayarak, bana aziz çehresini görmek lütfunu bağışladığı için Allah’a şükrediyor, dostluğumuzun Allah’a daim olmasını diliyorum. Sana lütfedilen inayet uğruna bu hızla ilerlemeni ve tüm kardeşlerin kurtarılması için onları uyarmanı rica ediyorum. Maddi ve manevi hiçbir yardımı esirgemeyerek episkoposluk görevinin hakkını ver: birliğe özen göster, çünkü birlikten iyisi yoktur. Tüm kardeşlere tahammül et: Rabbin sana tahammül ettiği gibi, hepsine sevgi ve destek ol: şimdiye kadar yaptığın gibi. Sürekli dua et, bilgelikte ilerlemeni dile, zihnini daima tetikte bulundurarak uyanık kal. Allah’ın yaptığı gibi herkesle özel olarak konuş. Kemale ermiş bir atlet gibi tüm kardeşlerinin sakatlıklarını üstlen. Zahmet nerede büyük olursa, fayda da orada büyük olur. Sadece iyi şakirtleri seversen, minnete layık değilsin. Şefkatin özellikle en hasta olanları hedef almalı. Tüm yaralar aynı şekilde tedavi edilemez. Şiddetli nöbetleri su serperek dindir. Her şeyde yılan gibi esnek, güvercin gibi saf ol. Karşılaştığın kötülüğe tatlılıkla karı koyabilmek için, hem tensel, hem tinsel olarak yaratıldın. Görülmeyen kötülüğe gelince, bunu görmeni dile ki senden bir şey kaçmasın ve tüm tinsel nimetleri ortaya dökmen mümkün olsun. Yaşadığımız günlerin sana ihtiyacı vardır, dümencinin müsait rüzgarı, fırtınaya kapılan insanın, Allah’a ulaşmak için limanı beklediği gibi. Sen bir Allah atleti gibi kanaatkar ol: ödülün ölümsüzlük ve ebedi hayat olacaktır. Bunu sen de biliyorsun. Ben senin için her bakımdan, sevdiğin bu bağlar içinde, bir günah ödeyici kurbanım. İnanılır bir görüntüye bürünerek başka bir doktrin yayanlardan korkma. Çekiç darbelerine dayanan örs gibi sağlam ol. Darbelere yenik düşmemek büyük atletlere hastır. Özellikle Allah için her şeye tahammül etmen gerekir ki O da tahammül etsin. Daha ateşli ol. Çağların farklılığını değerlendirmesini bil. Çağların ötesinde, dışında, görünmez olan, ancak bizim için görünene dönüşene; dokunulmaz, acıdan etkilenmez, heyecansız olan, ama bizim için heyecanlanana ve her acıya katlanana umudunu bağla.

Sekizinci Gün

Aziz Polikarpos’un Şehit Edilişinin Öyküsü.

Kardeşlerimiz, size işkence çekenler ve Aziz Polikarp hakkında yazıyoruz. Polikarpos’un işkence edilmesi ve ölümüyle bütün işkenceler son buldu ve Hristiyanlar artık takip edilmiyorlar. Son olaylarla gökteki Rabbimiz, Polikarpos’un acı ve işkence çekmesinin İncil’e uygun olduğunu gösterdi. Gerçekten de Polikarpos, Mesih İsa gibi ele verilmeyi bekledi.

Bize örnek olup sadece kendimizin değil de başkalarının kazancını da düşünmemiz gerektiğini gösterdi. Çünkü gerçek sevap sadece kendi kurtuluşunu arzulamak değil, kardeşlerimizin kurtuluşunu da istemektir. 

   Odunlar hazır olunca Polikarpos soyundu; kemerini çözdü ve ayakkabılarını da çıkarmaya çalıştı. Genelde bunu kendi yapmazdı, çünkü etrafındaki imanlılar bu hizmeti ona yapmaya can atıyorlardı: adeta vücuduna dokunabilmek için yarışıyorlardı. Gerçekten de şehit olmadan önce bile ona büyük saygı duyuyorlardı, çünkü yaşamı ile büyük bir aziz olduğunu göstermişti. Onu yakmak için gerekenleri derhal hazırladılar. Onu çivilemek üzerelerken Polikarpos şöyle dedi: 

-Beni böyle bırakın! Bana alevlere dayanma gücünü veren, çivisiz de kımıldamadan durmam için bana güç verecektir.

O zaman onu çivilemediler, sadece bağladılar. Elleri sırtında zincirli, kurban edilmek üzere sürüden alınmış, kaliteli, Allah için hazırlanmış, güzel bir kurbana benziyordu! Polikarpos gözlerini göğe kaldırarak şöyle dedi: ‘’ Rabbim, her şeye kadir Allah’ım, çok sevgili Oğlun Mesih İsa bize, Senin Adın’ı öğretti. Meleklerin ve her gücün Allah’ı, bütün yaratıkların ve Senin ininde yaşayan bütün dürüst insanların Babası Sana şükrediyorum, çünkü beni bugünü ve bu saati yaşamaya layık gördün: Mesih’in kupasına ortak olmaya beni layık gördün; öyle ki ruhum ve vücudum ebedi bir hayata dirilecek ve Kutsal Ruh gibi ebediyen yaşayacaktır. Allah’ım, bugün beni hoş kokulu bir sunu olarak yanına kabul et! Sen bunu eskiden beri hazırlamıştın. Bana bildirmiştin ve de şimdi gerçekleştirdin. Ey Gerçeklerin Allah’ı! Bunun içinve diğer bütün lütuflar için Sana şan, şeref ve övgüler olsun! Ebedi büyük Kahin olan sevgili Oğlun Mesih İsa sayesinde Sana şan, şeref ve övgüler olsun! Mesih sayesinde, Mesihle birlikte ve Kutsal Ruh’un sağladığı birlik sayesinde, şimdi ve ebediyen Sana övgüler olsun! Amin.

Dokuzuncu Gün

Aziz Polikarpos’un şehit edilişinin öyküsü.

Polikarpos “Amin” deyip duasını bitirdikten sonra ateşi yaktılar. O zaman parlak bir alev yükseldi. Ve gördüklerimizi başkalarına anlatabilmemiz için orada bulunma şansına layık olan bizler harika bir şey gördük: alev rüzgardan şişmiş bir yelkenli gibi yükseldi ve Polikarpos’un vücudunun etrafını sardı. O ortada duruyordu. Yanan bir et gibi değil, pişen bir ekmek gibi idi. Ya da daha doğrusu ateşte parlaya bir gümüş gibi idi. Ve biz günlük kokusuna benzer en güzel kokulara bedel bir koku duyduk. Sonunda putperestler Polikarpos’un vücudunun ateşten etkilenmediğini görünce onu hançerlemek için birini yolladılar. Onu hançerlediklerinde o kadar çok kan aktı ki ateş söndü. Kalabalık, imansızlar ile seçilmişler arasındaki büyük farkı görmekten şaşkındılar. Ama kötü, kıskanç, ve doğru olanların düşmanı, Polikarpos’un şehit olmasındaki büyüklüğü ve çocukluğundan beri kusursuz olan hayatını duydukça ve onun böyle büyük bir zaferle öldüğünü görünce zavallı cesedini almamıza izin vermedi. Hepimiz onun değerli vücuduna sahip olmak istiyorduk. Yüzbaşı cesedi herkesin görebilmesi için sergiledi ve sonra adetleri gereğince onu yaktılar. İşte böylece biz de kıymetli taşlardan ve paha biçilemez altından daha değerli olan kemiklerini böylece toplayabildik ve doğru dürüst bir yere koyabildik. İşte orada, Allah’ın yardımı ile mümkün olduğu zamanlar sevinçle ve mutlulukla, Polikarpos’un ölüm yıldönümlerinde toplanıyoruz. Ve diğer din şehitlerini de hatırlıyoruz. Böylece kendimizi de ileride olabilecek zorluklara hazırlıyoruz. Bu mutlu Polikarpos’un öyküsüdür. Filadelfya’dakilerle beraber, İzmir’de şehit olan on iki kişidir. Fakat Polikarpos diğerlerinden daha çok hatırlanmaktadır, o kadar ki putperestler bile halen ondan bahsetmektedirler. Polikarpos sadece iyi bir hoca değil, aynı zamanda İncil’e uygun olarak şehit olan örnek bir kişidir. Herkes onun acı çekmesini örnek almak istemektedir. Sabrı ile adaletsiz hakim önünde zafer kazandı ve ölümsüzlük taşına layık oldu. Polikarpos şimdi Havarilerle ve bütün doğru olanlarla birlikte mutlulukla Evrensel Kilisenin Çobanı, ruhlarımızın rehberi ve Kurtarıcımız Rabbimiz Mesih İsa’yı ve her şeye kadir Allah’ı övmektedir. Olanları size en ufak ayrıntıları ile anlatmamızı istemiştiniz. Şimdilik size kardeşimiz Markion vasıtasıyla bir anlatım yolluyoruz. Bu mektubu alınca daha uzaktaki kardeşlerimize de yollayın. Öyle ki onlar Rabbe, yolladığı hizmetkarları için şükretsinler. Hepimizi ebedi Krallığa dahil edebilecek ve bize lütfunu verecek olana, tek Oğul Mesih İsa sayesinde asırlar boyunca şan, şeref ve övgüler olsun! Amin.